—
İlk işimiz ‘insan nasıl öğrenir’i anlamak oldu.
Neuro-linguistic English sistemiyle garantili İngilizce öğreten Tamer Dövücü’nün yola çıkışı, insanın nasıl öğrendiğini anlamayı keşfetmesiyle olmuş… Dövücü, aynı zamanda ‘optimum denge’ seminerleriyle, hayatla daha kolay baş edebilmeyi öğretiyor…
Elif Aktuğ – Akşam
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.
4 Eylül 2011
—
Bir gün bir adam gelir ve önünüze kocaman bir harita açar. Haritaya bakmaya başlarsınız; ancak şimdiye kadar gördüğünüz haritalardan öyle farklı bir haritadır ki bu, haritanın ne işe yaradığını, gerçekte neyi gösterdiğini bir türlü anlayamaz kafanızın içinde büyük bir karmaşa yaşarsınız.
Derken haritaya daha dikkatli bakmaya başladığınızda bazı şeyler açıklık kazanır ve size daha tanıdık gelmeye başlar. Evinizin bulunduğu sokağı, işinize giden yolu, arkadaşlarınızın evlerini yavaş yavaş seçmeye başlarsınız. Birden farkına varırsınız ki harita daha önce geçtiğiniz yolları, yol ayrımlarını, sizin neden oradan değil de buradan gittiğinizi gösteren anlamları da içeriyor.
Aysun YAĞCI
Yazının tamamı için tıklayın.
—
Yolcusu olduğumuz uzun, ince bu yolda herkes değişir, karınca kararınca…
Hayatımızın merkezine koyduğumuz “şey”lerin peşinde menzile doğru koşarken, bir yanımız gerçeğe ulaşmanın eşiklerini atlamak ister, içten içe.
Sevgili Mevlana, “alimin ilimden gayesi de o büyük gerçeğe ulaşmaktır” der.
Açık ya da örtük, hepimizin temel gayesi olan o gerçeğe…
Gerçeğe ulaşmak , Tasavvufta, “kendini bilmek”le özdeşleştirilmiş; “yeterince kazırsan kendini, gerçeğe ulaşırsın zaten,” demeye getirmişler.
Başlıkta yer alan heyecanlı “emir” kipinin altını doldurabilmek için klavyedeki harfler üzerinde gezinirken, aşkın şairi kendiliğinden gelip oturuverdi ilk satırlara…
Jale ÖNDER